Yaz mevsimiyle birlikte sıcak havalar tüm yurtta tesirini gösteriyor. Koronavirüs önlemlerinin gevşetilmesiyle bir arada bunaltıcı sıcaklardan kurtulmak isteyenler de Kurban Bayramı tatilini fırsat bilip tatil bölgelerine giderek denizin ve plajın keyfini çıkıyor. Serinlemek için saatlerce yüzenler, plajlarda şezlonglara serilip güneşlenenler ya da bayram gezmeleri nedeniyle dışarı çıkanlar, yüksek hava sıcaklığına da maruz kalıyor. Lakin kalp yetmezliği üzere sıhhat sorunları olanlar için bu havaların ani mevt, felç, kalp krizi üzere yüksek riskler taşıdığını kaydeden Kardiyoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağlar Emre Çağlıyan, bu periyotta kalp hastalıklarında artış gözlemlendiğini kaydetti. Doç. Dr. Çağlıyan, bilhassa sarı sıcağı ile ünlü Adana’da sabah saat 10.00’a kadar, öğlenden sonra ise 18.00’dan sonra sokağa çıkılmasını önerdi.
ANİ MEVT, KALP KRİZİ, FELÇ SIKLIĞI ARTIYOR
Yüksek sıcaklığın bedende öngörülemeyecek ölçüde sıvı kaybına neden olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Çağlar Emre Çağlıyan, insan bedenindeki birçok hücrenin en büyük temelini suyun oluşturduğunu belirtti. Fazla ölçüde su kaybının da kalp hastalarını olumsuz etkilediğini vurgulayan Doç. Dr. Çağlıyan, “Buna bağlı olarak kan yoğunluğunun artması bu küme hastalarda pıhtı oluşumunu tetikliyor. Bu da ani vefatlar, kalp krizi, felç, akciğer embolisi üzere durumların görülmesi sıklığını artırıyor. Ayrıyeten sıcakta kan akımı deriye yönleniyor. Sirkülasyonun olağanda daha hayati organlara olması gerekirken deride artmasıyla kan damarları genişliyor. Bu durum kalbin iş yükünü artırıyor.” diye konuştu.
KALP YETMEZLİĞİ OLAN DAHA RİSKLİ KÜMEDE
Bu periyotta en riskli kümenin kalp yetmezliği hastaları olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çağlıyan, “Kalp yetmezliği hastalarının genel olarak kan-tuz-su istikrarı olağana nazaran daha hassas. Bu hastalar idrar söktürücü ilaçlar da kullanabiliyorlar. Bu hastalarda bilhassa çok sıcak havaların olumsuz tesirini daha fazla görmek mümkün olabiliyor. Kan-tuz istikrarlarının bozulması, bedenin susuz kalma ölçüsünün olağandan daha fazla olması, kanın olağana nazaran çok daha yoğunlaşması nedeniyle pıhtılaşmaya bağlı badirelerin artması üzere olumsuz tesirleri daha çok görebiliyoruz.” dedi.
Hayati bir durum olmadıkça gerek kalp hastalarının gerekse olağan sağlıklı bireylere muhakkak saatlerde katiyen dışarı çıkmamaları ikazında bulunan Doç. Dr. Çağlıyan, şöyle devam etti: “Çoğu vilayetimizde öğlen saatlerinde hava sıcaklığı 40-45 dereceleri buluyor. O saatlerde hayati bir şey olmadıkça mutlaka dışarı çıkılmaması lazım. Sabah 10.00’dan evvel, öğlenden sonra ise 18.00’dan sonra uygun olabilir. Günlük en az 3-3,5 litre sıvı tüketilmesini öneriyoruz. Diyalize giren ya da ileri kalp yetmezliği hastaları üzere sıvının kısıtlandığı kimi hasta kümeleri vardır. Bu tip hastaların da bu periyotta tabiplerinden tavsiye alması, kullandıkları ilaçların da dönemsel olarak dozlarının değiştirilmesi uygun olabilir. Yeniden çok sıcak havalarda denize girilmemesi ve sıvı alımının artırılmasını öneriyorum.”
Ensonhaber
