Hıçkırık, diyafram ve interkostal kasların (göğüs duvarını oluşturan ve nefes almaya yardımcı kaslar) istemsiz kasılmalarıdır.

Her spazm, havanın akciğerlere dolmasına neden olur, bu da ses tellerinin keskin bir formda kapanmasına ve karakteristik boğuk bir ses üretmesine neden olur.

Birden fazla vakit, hıçkırıklar beklenmedik bir halde ortaya çıkar ve uzun mühlet devam edebilir. Bağlantı kurmayı, işe konsantre olmayı, yemek yemeyi ve uykuya dalmayı mahzurlar.

Birinci hıçkırık nöbetleri anne karnında, hamileliğin 25. haftası civarında başlar. Ayrıyeten yetişkinlerde, çocuklara nazaran çok daha az sıklıkta görülürler.

Hıçkırıklar çoklukla 20-30 dakika içinde geçer. Fakat istisnalar da vardır. Guinness Rekorlar Kitabı’na nazaran, tarihteki en uzun hıçkırık, Amerikalı Charles Osborne’da kaydedilmiştir. 1922’de hıçkırmaya başlayan Osborne’un hıçkırığı 1990 yılına kadar devam etmiştir. Uzmanlara nazaran, dakikada 20-40 kere hıçkıran Osborne, 430 milyondan fazla sefer hıçkırmıştır.

Her insan kendi üslubunda hıçkırır, hıçkırık sıklığı ise dakikada 4 ila 60 sefer ortasında değişebilir.

HIÇKIRIĞIN NEDENLERİ

Tüm beşerler vakit zaman hıçkırık yaşasa da bu durumun nedenleri şimdi tam olarak anlaşılamamıştır. Lakin diyaframın ani kasılmalarına yol açabilecek ve kısa vadeli hıçkırıkları tetikleyebilecek birkaç faktör vardır:

– Gazlı içeceklerin tüketilmesi,

– Tütün eserlerinin kullanımı,

– Gülerken hava yutmak,

– Çok sıcak yahut baharatlı yiyecekler yemek,

– Gerilim,

– Rahatsız bir durumda uzun müddet oturmak,

– Sıcaklıktaki ani değişiklikler,

– Yiyecekleri süratli bir biçimde yutmak,

– Çok alkol tüketimi,

– Uyku eksikliği,

– Çok fazla yemek.

HIÇKIRIKTAN KURTULMANIN 10 YOLU

Hıçkırıkların bizatihi durmasını beklemek her vakit mümkün değildir. Örneğin, bir tiyatrodaysanız yahut acil bir arama yapmanız gerekiyorsa çabucak kurtulmak isteyebilirsiniz. Bu nedenle, bu nahoş durumdan süratli bir halde kurtulmanızı sağlayan şiddetli endişe ve bir kese kağıdından nefes almaya kadar onlarca farklı usul geliştirilmiştir.

Bu tekniklerin nitekim işe yaradığına dair ikna edici bir bilimsel ispat olmamasına karşın, fizyologlara nazaran, öncelikle kandaki karbondioksit düzeyini yapay olarak artırmaya yardımcı olurlar ve bu, beyindeki teneffüs merkezini olağanlaştırır, diyafram daha derinden kasılmaya başlar ve spazmlar yavaş yavaş kaybolur ve ikinci olarak vagus hududunu uyarmak için beyin ve karın boşluğunu birbirine bağlar ve nefes alma ve yutma süreçlerini düzenler.

Hıçkırık yaşamaya başladığınızda, aşağıdaki usullerden rastgele birini deneyebilirsiniz. Biri işe yaramazsa, başkasını deneyin. Bu teknikler kolay ve inançlı kabul edilir, fakat çocuklar için değildir.

1. Nefesinizi tutun

Her yerde ve her vakit kullanabileceğiniz en kolay yol budur. Daha fazla hava soluyun ve mümkün olduğunca nefes almamaya çalışın. Ülkü olarak, yaklaşık 10-20 saniye nefesinizi tutun. Sonra yavaşça nefes verin. Hıçkırıklar geçene kadar tekrarlayın.

2. Bir kese kağıdından nefes alın

Bu formül, nefesinizi tutmakla tıpkı prensipte çalışır. Kandaki karbondioksit konsantrasyonunu artırmanıza müsaade verir. Ve en kıymetlisi, nefes alma ritmini geri kazanmaya yardımcı olur.

Bir kağıt torbaya gereksiniminiz olacak. Dudaklarınıza ve burnunuza sıkıca bastırın ve yavaş yavaş nefes almaya başlayın. Torba şişirilmeli ve söndürülmelidir. Baş dönmesi hissetmeye başlarsanız yahut öteki güzel olmayan hisler yaşarsanız, durmalısınız.

Asla kağıt poşet yerine plastik poşet kullanmayın, havasızlıktan boğulabilirsiniz. Elinizde uygun bir torba yoksa, bunu denemeyin.

3. Cenin durumu alın

Hıçkırıklarınız sırasında diyaframınızı sakinleştirmek için yere yahut öbür bir düz yüzeye oturun ve dizlerinizi göğüs kafesine getirin. Akabinde yavaşça öne eğilin ve ellerinizi dizlerinizin etrafına sarın. 2-3 dakika bu durumda kalın. Oturmak mümkün değilse, gövdeyi öne ve aşağı yanlışsız eğin. Bu diyaframa baskı yapacak ve olağanlaşmasına yardımcı olacaktır.

4. Gargara yapın

Bir bardak kaynamış suya birkaç buz küpü koyun ve büsbütün eriyene kadar bekleyin. Başınızı geriye gerçek eğin ve 30 saniye boyunca gargara yapın. Bu prosedür dikkatlice yapılmalıdır; boğulabilirsiniz. Bu usul geniz hastalıkları olan bireyler için uygun değildir.

5. “Valsalva manevrasını” kullanın

Bu teknik ekseriyetle kulaklardaki basıncı eşitlemek için kullanılır. Örneğin, su altında dalış yaparken yahut bir uçak inerken ülküdür. Ayrıyeten vagus sonunu süreksiz olarak düzenlemeye yardımcı olarak hıçkırıklara karşı tesirli olur.

Valsalva hareketi yatarak yahut oturarak yapılır. Derin bir nefes alın, baş ve işaret parmağınızla burnunuzu sıkıştırın, ağzınızı ve gözlerinizi kapatın. Artık kapalı burun deliklerinden yavaşça nefes vermeye başlayın. Ana şey, nazikçe ve dikkatlice yapmaktır. Çok sert ve kuvvetli bir biçimde nefes vermek kulaklarınıza ziyan verebilir.

Bu formül soğuk algınlığında önerilmez, enfeksiyon orta kulak boşluğuna nüfuz edebilir ve iltihaplanmaya neden olabilir. Ayrıyeten kan basıncını yükselttiği ve kalbe ek yük bindirdiği için kardiyovasküler hastalığı olan şahıslara de önerilmemektedir.

6. Lisanınızı gösterin

Vagus sonunu uyarmanın öbür bir yolu da budur. Lisanınızı mümkün olduğunca öne yanlışsız çekin ve gücünüz ve sabrınız olduğu sürece bu durumda kalın. Albert Einstein’ın ünlü fotoğrafını hatırlayabilir ve onu canlandırmaya çalışabilirsiniz.

Lisanınızın ucunu parmaklarınızla tutup birkaç kere yavaşça çekerseniz hıçkırık daha da süratli geçecektir. Bunu yapmadan evvel ellerinizi yıkamayı unutmayın. Ek olarak, lisanın köküne yavaşça bastırabilirsiniz, bundan da vagus sonu sorumludur.

7. Şah damarına masaj yapın

Boynun her iki tarafında da bulunan ve beyne kan akışını sağlayan şah damarına masaj yaparak da hıçkırıktan kurtulabilirsiniz. Düz bir yüzeye uzanın ve rahatlayın. Akabinde başınızı sola çevirin ve şah damarını sağ tarafta hissedin (nabzınızı hissederek şah damarını kolay kolay bulabilirsiniz). 5-10 saniye boyunca hafif dairesel hareketlerle masaj yapın. Gerekirse, bir dakika sonra birebirini tekrar yapın.

Bu masaj vagus hududunu düzenlemeye ve teneffüs spazmlarını durdurmaya yardımcı olacaktır. Bu formül hamilelik, kalp hastalığı ve beyne kan akışının bozulması sırasında kullanılmamalıdır.

8. Bir bardak soğuk su için

Durmadan yahut dinlenmeden küçük yudumlarda için. En değerli şey süratli bir biçimde yapmaktır. Yemek borusunun ritmik kasılmaları beynin dikkatini kendine çevirecektir. Suyu bir pipetle, avuç içlerinizle kulaklarınızı sıkıca kapatarak yahut öne eğilerek içerseniz, tesir daha da iyi olacaktır. Bunu yapmak için, gövdeniz tabana paralel olacak biçimde sırtınızı bükün.

9. Yumruk yapın

Bazen hıçkırıklardan kurtulmak için parmaklarınızı sıkıca yumruk yapmak kafidir. Yahut bir elin başparmağını başkasının avucuna bastırın. Ne kadar güçlü olursa o kadar güzeldir. Ortaya çıkan rahatsızlık, hudut sisteminizin dikkatini dağıtacaktır.

10. Bir tutam şeker yiyin

Hıçkırık için tanınan bir devadır. Lisanınızın köküne biraz toz şeker koyun ve yutmadan evvel yavaşça erimesine müsaade verin. Şeker yerine, bir çay kaşığı bal yahut fıstık ezmesi de kullanabilirsiniz. Bu teknik tükürük salgısını artırır ve yemek borusunu harekete geçirir, böylelikle nefes alma ritmini değiştirir ve hudutları düzenlemeye zorlar.

NE VAKİT DOKTORA GÖRÜNMELİ?

Hıçkırık kendi başına zararsızdır, fakat sıhhat problemlerine işaret edebilir. Uzmanlar fizyolojik ve patolojik hıçkırıkları ayırt eder. Birincisi, dış uyaranların tesiri altında ortaya çıkar ve 20-30 dakika içinde kaybolur. İkincisi önemli hastalıklar tarafından tetiklenebilir. Bunlar ortasında diyabet, gastrit, böbrek işlev bozukluğu, zatürre, menenjit, bronşit, metabolik bozukluklar bulunmaktadır. Bu durumlarda, hıçkırık atakları sıklıkla tekrarlanır ve birkaç saat hatta günlerce devam eder.

Ya hıçkırıklar geçmezse ve hiçbir şey yardımcı olmazsa?

Birçok durumda, uzun müddetli hıçkırıklara fizyolojik bir refleks değil, çeşitli hastalıklar neden olur. Bu durumda kendi kendine tedavi uygun değildir.

Başlangıç ​​olarak, birinci muayeneyi yapacak ve hıçkırıklara neden olan şeyi belirlemeye yardımcı olacak bir uzmanla irtibata geçmelisiniz. Birden fazla vakit, sorun, altta yatan hastalığın tedavisi ile kendi kendine sarfiyat. Lakin kimi durumlarda, hıçkırıkları düzeltmek için uzmanlar ayrıyeten ilaçlar da önerebilir.

Yalnızca bir uzman uzun vadeli hıçkırıkların kesin nedenini belirleyebilir, ilaçları reçete edebilir ve gerekli dozajları belirleyebilir.

BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA HIÇKIRIKTAN KURTULMANIN YOLLARI

Hamileliğin ikinci yahut üçüncü trimesterinde, birçok anne kısa ritmik seğirmeler hissetmeye başlar, bir bebek bu biçimde hıçkırır. Bu büsbütün olağandır. Hıçkırıkların akciğerlerin olgunlaşmasında rol oynadığına ve değerli ve gerekli bir refleks olduğuna dair bir teori vardır. Bununla savaşmaya gerek yoktur.

Bu durum anneyi rahatsız ediyorsa durumunu değiştirmeyi, karnını okşamayı yahut bir şeyler yemeyi deneyebilir. Tahminen önerilen metotlardan biri işe yarayacaktır. Çocuk bilhassa üçüncü trimesterde çok uzun müddet ve sıklıkla hıçkırırsa, bir bayan doğum uzmanına başvurmak en iyi yoldur.

Yenidoğanlar ekseriyetle sık hıçkırır. Bir çalışma, hıçkırıkların serebral korteksin gelişimine yararlı bir katkı sağlayabileceğini bulmuştur. Tıpkı vakitte, yenidoğanların kendilerini neredeyse hiç rahatsız etmez, sağlıklı bir halde uyumaya devam ederler.

Hıçkırıkların kesin nedenleri hala bilinmemektedir. Yenidoğanlarda, tetikleyici, beslenme yahut şişkinlik sırasında sıkışan hava olabilir. Çocuğun fazla havayı geri çıkarmasına yardımcı olmak gerekir. Birikmiş gazın çıkarılmasını kolaylaştırmak için çeşitli antrenmanlar kullanılabilir.

Daha büyük çocuklar hıçkırıktan kurtulmak için soğuk bir içecek içebilir, dondurma yiyebilir yahut beden konumlarını değiştirebilirler. Ana şey inançlı formüller seçmektir. Yani, çocukları korkutmamalı, lisanlarını çekmemeli ve hıçkırıklarla çaba etmek için öbür karmaşık yolları kullanmamalısınız. Hıçkırık 48 saatten uzun sürerse yahut sıklıkla çocuğunuzu uzun mühlet rahatsız ediyorsa, muhtemel nedenler için kesinlikle bir doktora başvurun.

Ensonhaber