“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, dış siyaset stratejimizi yalnızca acil güvenlik dertlerimize değil, bölgesel ve global problemlere da tahlil üretecek halde revize ettik”

“Türkiye, global salgın krizi sırasında da öteki ülkelerle iş birliği yapmak ve onları desteklemek için her adımı atmıştır ve buna devam edecektir”

“Yapıcı ve yenilikçi diplomasi ve memleketler arası iştirak, global zorlukların denetim altına alınması sürecinde kilit rol oynayacaktır. Türkiye bu manada sorumluluklarını yerine getirmektedir ve bundan sonra da başka ülkelerle birlikte çalışmaya hazırdır”

Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, bu yıl 5’incisi “Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak” temasıyla düzenlenen TRT World Forum’da iştirakçilere videomesaj yoluyla hitap etti.

Fahrettin Altun, konuşmasında, Kovid-19 krizinin dünyayı Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana olabilecek en berbat vakitte vurduğunu belirterek, 2020’de dünyanın farklı yerlerinde birçok milletlerarası çatışmanın tahlilsiz kaldığını söz etti.

Bu sürecin devletlerin uzun vadeli stratejiler oluşturmaya ve global tehditlerle uğraş etmeye odaklanmasını zorlaştırdığını lisana getiren Altun, “Ayrıca bir ıslahat sürecinin olmaması, milletlerarası kurumları büyük global krizlerin üstesinden gelmede zayıf ve hazırlıksız bıraktı. Yalnızca Birleşmiş Milletler değil, birebir vakitte Dünya Sıhhat Örgütü de dâhil olmak üzere uzman kurumların, global bir krizi çözemediği kanıtlandı.” dedi.

Salgın başladığında memleketler arası iş birliği fikrinin en düşük noktasında bulunduğuna işaret eden Altun, “Her ülke tek taraflı hareket etmeyi tercih etti, tıbbi ekipman kelam konusu olduğunda korumacılık formülünü izledi ve krize müşterek karşılık verecek bir çerçeve geliştiremedi. Ayrıyeten Kovid-19 krizi, dünyadaki mevcut eşitsizliklerin yalnızca az gelişmiş ülkeler için değil, tüm dünya için büyük bir tehdit olduğunu da gösterdi. Kaynakların ve ekipmanların adil dağıtımı olmadan mevcut salgının sona ermeyeceği anlaşıldı.” diye konuştu.

“Global krizlere karşı yeni bir yaklaşıma gereksinim var”

Altun, Son yirmi yılda terörden insani problemlere, iklim değişikliğinden Kovid-19’a kadar global krizlerin ortaya çıkmasının, bütün ulusların büyük stratejilerini tasarlamada yeni bir yaklaşıma gereksinimi olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Her milletin dış siyasetine dair yakın ve uzun vadeli farklı gayeleri olabileceğini, lakin geçen yirmi yılın ulusların büyük stratejilerini oluştururken bölgesel ve global krizlere daha dikkatli bakmaları gerektiğini gösterdiğini belirten Altun, uzun vadeli ihtilafların, güvenlik risklerine ek olarak, insani zorluklarla birlikte ekonomik ve toplumsal sıkıntılara neden olabildiğine işaret etti.

Ayrıyeten milletlerarası kuruluşların insani felaketlerden global iklim değişikliğine kadar, global meseleleri daha verimli bir formda ele alabilmeleri için acil bir ıslahata gereksinim duyduğunun görüldüğünü aktaran Altun, her ülkenin büyük stratejisinde, ıslahata yardımcı olacak ve bu kurumları daha tesirli hale getirecek bir husus olması gerektiğinin altını çizdi.

Devletlerin global problemlerin global tahliller gerektirdiğini kabul etmesinin kural olduğunu vurgulayan Altun, global problemlere global tahliller üretmeden istikrar ve güvenlik amacına ulaşmanın imkânsız olduğunu söyledi.

“Türkiye, bölgesel ve global problemlere tahlil üretiyor”

Türkiye’nin memleketler arası sistemdeki zorlukları takip ettiğini ve bunlara karşılık vermek için adımlar attığını anlatan Altun, şunları kaydetti:

“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, dış siyaset stratejimizi yalnızca acil güvenlik korkularımıza değil, bölgesel ve global sıkıntılara da tahlil üretecek formda revize ettik. Yakın etrafımızdaki çatışmaların tahlilini dış siyasetimiz için kıymetli bir öncelik haline getirdik. Türk dış siyaset yapıcıları Suriye, Libya ve Irak’taki çatışmaları çözmek için farklı teşebbüslerde bulundular. Ayrıyeten, Doğu Akdeniz ve Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı da dahil olmak üzere bütün kriz alanlarında ilgili tarafları diyalog ve yapan diplomasiye katılmaya davet ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkelere bu alanlardaki uyuşmazlıkları müzakere etmek ve çözmek için memleketler arası konferanslar gerçekleştirme davetinde bulundu.”

Fahrettin Altun, Türkiye’nin memleketler arası kurumlar için ıslahat sürecinin ehemmiyetini de bildiğini belirterek,  mevcut yapılarıyla memleketler arası kuruluşların global sıkıntılara tahlil üretemediğine dikkati çekti.

BM Güvenlik Kurulu ıslahatının uzun müddettir dilek edildiğini lakin şimdi gerçekleştirilemediğini belirten Altun, “Son birkaç yılda bu kurulun kararlı adımlar atamamasının değerli bölgesel problemlere yol açtığını gördük. Güvenlik Kurulu için bir ıslahat sürecini destekliyoruz ve bunun hem Türkiye’nin hem de dünyadaki öteki ülkelerin çıkarına hizmet edeceğini düşünüyoruz.” dedi.

Türkiye’nin  Kovid-19 krizinin en başından itibaren global problemlerin global tahliller gerektirdiği fikrini desteklediğini belirten Altun, milletlerarası dayanışma ve iş birliğinin bu problemleri çözmenin anahtarı olduğunu vurguladı.

“Türkiye, bu salgın krizi sırasında öteki ülkelerle iş birliği yapmak ve onları desteklemek için her adımı atmıştır ve buna devam edecektir.” diyen Altun, faal bir yük paylaşımı ve iş birliği yapılmamasının bu krizin uzamasına sebep olacağını lisana getirdi.

“Türkiye, yapan diplomasi için sorumluluklarını yerine getiriyor”

Global salgın ve büyük güç rekabeti çağında, ulusların dış siyasetlerini ve büyük stratejilerini yine gözden geçirmelerinin ehemmiyet taşıdığını belirten Altun, şöyle devam etti:

“Öncelikler ve gayeler, son yirmi yılda dünyada olup bitenleri dikkate almalıdır. Dış siyasetlerimizin global meseleleri ele alacak vizyona sahip olması gerekmektedir. Memleketler arası rekabet, ülkeleri statükoyu muhafazaya yöneltebilir. Fakat, kelam konusu yirmi yılda bu yaklaşımın başarısızlığına şahit olduk. Önümüzde bir muhteşem güç rekabeti devri olmasına karşın, öbür uluslar daha sorumlu davranarak global krizlere karşılık verebilmek için memleketler arası bir uyum oluşturma fikrine stratejilerinde yer vermelidir.”

Altun, kriz vakitlerinde muhteşem güçlerin liderlik rolünü oynamasını beklemek yerine, bu gayelere ulaşmak için öbür ulusların güçlerini birleştirmesi gerektiğini söz etti.

Devletlerin birbirine bağlı bu dünyada bir alandaki istikrarsızlığın ve krizin eninde sonunda yayılacağı gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini dikakti çeken Altun, “Yapıcı ve yenilikçi diplomasi ve milletlerarası iştirak, bu zorlukların denetim altına alınması sürecinde kilit rol oynayacaktır. Türkiye bu manada sorumluluklarını yerine getirmektedir ve bundan sonra da öbür uluslarla birlikte çalışmaya hazırdır. Farklı krizler ve zorluklar esnasında uluslar ortasında iş birliği ve diyaloğun nasıl sağlanacağı konusunda örnek teşkil etmeyi amaçlamaktadır. Bu alanda rekabeti memnuniyetle karşılarız.” dedi.

Altun, TRT World Forum’daki konuşmaların ve tartışmaların da bu maksatlara ulaşmaya yardımcı olması temennisinde bulundu.

Ensonhaber